Herkese
Merhaba,
Dün
yayınladığım postta Çizgili Pijamalı Çocuk kitabını okuduğumu ve en kısa sürede
de filmini seyretmek istediğimi yazmıştım. Dün akşam eve gittim ve oğlumu
uyuttuktan sonra canım kitap okumak istemedi. Bende eşime daha önce kitaptan
çok etkilendiğimden biraz konusundan bahsetmiştim ve akşamda filmini beraber
seyretmeyi teklif ettim. Tabi bir film kolik olarak hemen teklifimi kabul etti
ve seyrettik.
Önce
kitaptan bahsetmek istiyorum.
‘Çizgili Pijamalı Çocuk’ kitabını hatırladığım kadarıyla instagramda takip ettiğim bir kitap klubünde görüp yapılan yorumları okuyarak
almaya karar vermiştim. Biraz araştırdığımda da arka kapak yazısı da almamda büyük bir etken oluşturdu diyebilirim;
“ÇİZGİLİ PİJAMALI ÇOCUK ; tanımlanması çok zor bir hikaye. Genelde
arka kapakta kitapla ilgili bazı ip uçları veririz.
Ama okumanın zevkini bozacağını
düşündüğümüzden bu kitapta bunu yapmadık. Bizce neler olduğunu bilmeden okumaya
başlamanız çok önemli.
Bu kitabı okumaya başladığınızda, Bruno adındaki 9 yaşındaki bir çocukla bir yolculuğa çıkacaksınız (Ama bu kitap 9 yaşındakiler için değil). Ve er geç Bruno ile birlikte bir tel örgüye varacaksınız.
Böyle tel örgüler dünyanın dört bir yanında var. Umarız asla rastlamak zorunda kalmazsınız. “
Bu kitabı okumaya başladığınızda, Bruno adındaki 9 yaşındaki bir çocukla bir yolculuğa çıkacaksınız (Ama bu kitap 9 yaşındakiler için değil). Ve er geç Bruno ile birlikte bir tel örgüye varacaksınız.
Böyle tel örgüler dünyanın dört bir yanında var. Umarız asla rastlamak zorunda kalmazsınız. “
Kitabın arka kapak yazısı
böyleydi ve ister istemez bende hemen alıp okuma isteği uyandırdı. Bu yılın
okuduğum ilk kitaplarından ve gerçekten iyiki okumuşum diyorum. Kitabın
arkasında kitap hakkında bilgi verilmediğinden bende burdan çok açık
vermeyeceğim gizemi kaçmasın :)
Genel olarak bahsetmem gerekirse; kitap 9 yaşındaki Bruno’nun ağzından, yakın
geçmişimizdeki insanlık tarihinin en kötü dönemlerinden/olaylarından birinin anlatıldığı bir
kitaptır. Bir çocuğun gözünden her şeyin ne kadar da farklı ve masumane
yaşandığını okuyacaksınız kitapta. Ve kitabın sonunda asıl bombayı patlatan
yazar sizi bir şok dalgası ile baş başa bırakacak. Lafı çok fazla
uzatmayacağım. Kitabı alın ve okuyun. Kesinlikle
hiçbir şey kaybetmez ama harika bir kitabı okumanın mutluluğunu yaşamış
olursunuz.
Filme gelirsek eğer; Yine
her okuduğum kitabın filmini seyredişimde duyduğum o eksiklik duygusunu
hissettim. Size de böyle olur mu? Filmi beğenmedim demiyorum ama ben o eksiklik
duygusunu yaşadığımdan tam anlayamıyorum aslında film iyi mi kötü mü. Ama eşim kitabı okumadığından
ve filmi de ilk kez seyrettiğinden o çok beğendi. Ve benim kitabın sonunda şok
olduğum gibi o da filmin sonunda bir şok yaşadı.
Filmden bir kaç kare;
Sonuç olarak John Boyne’un
ilk kez bir kitabını okudum ve kendisi bu kitabı ile gönlümü çelerek favori
yazarlarım arasında en üst sıralarda yerini aldı bile. En kısa sürede diğer
kitaplarını da alıp okumayı hedefliyorum.
Şimdilik Sevgi ve sağlık
ile kalın…
Hikaye çok güzel, paylaşım ve düşünceleriniz için teşekkür ederim.
YanıtlaSilAsıl ben okuduğunuz, beğendiğiniz ve yorum yazdığınız için teşekkür ederim:)
Sil