Film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kitap Yorumu - Çizgili Pijamalı Çocuk, John Boyne

john boyne

Herkese Merhaba,

Dün yayınladığım postta Çizgili Pijamalı Çocuk kitabını okuduğumu ve en kısa sürede de filmini seyretmek istediğimi yazmıştım. Dün akşam eve gittim ve oğlumu uyuttuktan sonra canım kitap okumak istemedi. Bende eşime daha önce kitaptan çok etkilendiğimden biraz konusundan bahsetmiştim ve akşamda filmini beraber seyretmeyi teklif ettim. Tabi bir film kolik olarak hemen teklifimi kabul etti ve seyrettik.

Önce kitaptan bahsetmek istiyorum. 
‘Çizgili Pijamalı Çocuk’ kitabını hatırladığım kadarıyla instagramda takip ettiğim bir kitap klubünde görüp yapılan yorumları okuyarak almaya karar vermiştim. Biraz araştırdığımda da arka kapak yazısı da almamda büyük bir etken oluşturdu diyebilirim;

“ÇİZGİLİ PİJAMALI ÇOCUK ; tanımlanması çok zor bir hikaye. Genelde arka kapakta kitapla ilgili bazı ip uçları veririz. Ama okumanın zevkini bozacağını düşündüğümüzden bu kitapta bunu yapmadık. Bizce neler olduğunu bilmeden okumaya başlamanız çok önemli.

Bu kitabı okumaya başladığınızda, Bruno adındaki 9 yaşındaki  bir çocukla bir yolculuğa çıkacaksınız (Ama bu kitap 9 yaşındakiler için değil). Ve er geç Bruno ile birlikte bir tel örgüye varacaksınız.

Böyle tel örgüler dünyanın dört bir yanında var. Umarız asla rastlamak zorunda kalmazsınız.

Kitabın arka kapak yazısı böyleydi ve ister istemez bende hemen alıp okuma isteği uyandırdı. Bu yılın okuduğum ilk kitaplarından ve gerçekten iyiki okumuşum diyorum. Kitabın arkasında kitap hakkında bilgi verilmediğinden bende burdan çok açık vermeyeceğim gizemi kaçmasın :) 
Genel olarak bahsetmem gerekirse; kitap 9 yaşındaki Bruno’nun ağzından, yakın geçmişimizdeki insanlık tarihinin en kötü dönemlerinden/olaylarından birinin anlatıldığı bir kitaptır. Bir çocuğun gözünden her şeyin ne kadar da farklı ve masumane yaşandığını okuyacaksınız kitapta. Ve kitabın sonunda asıl bombayı patlatan yazar sizi bir şok dalgası ile baş başa bırakacak. Lafı çok fazla uzatmayacağım. Kitabı alın ve okuyun.  Kesinlikle hiçbir şey kaybetmez ama harika bir kitabı okumanın mutluluğunu yaşamış olursunuz.

Filme gelirsek eğer; Yine her okuduğum kitabın filmini seyredişimde duyduğum o eksiklik duygusunu hissettim. Size de böyle olur mu? Filmi beğenmedim demiyorum ama ben o eksiklik duygusunu yaşadığımdan tam anlayamıyorum aslında film iyi mi kötü mü. Ama eşim kitabı okumadığından ve filmi de ilk kez seyrettiğinden o çok beğendi. Ve benim kitabın sonunda şok olduğum gibi o da filmin sonunda bir şok yaşadı.

Filmden bir kaç kare;

john boyne

john boyne

john boyne

john boyne

Sonuç olarak John Boyne’un ilk kez bir kitabını okudum ve kendisi bu kitabı ile gönlümü çelerek favori yazarlarım arasında en üst sıralarda yerini aldı bile. En kısa sürede diğer kitaplarını da alıp okumayı hedefliyorum.


Şimdilik Sevgi ve sağlık ile kalın…                          

Bu aralar Ben ve Bloğumun Yeni Yüzü :)

Herkese Merhaba,

Bu aralar bloğumun yeni yüzü hazırlandığından post yazamadım. Sevgili  Bella  bloğumu tam istediğim gibi uçuk renklerde ve çok modern bir şekilde yeniden tasarladı. Buradan bir kez daha ona teşekkür etmek istiyorum. Siz bloğumun yeni yüzünü beğendiniz mi?

Bu aralar ben neler yapıyorum peki? Ben bu aralar bol bol kitap okuyorum. Yılın başından beri 4 güzel kitap okudum. Bunlar;

1- Gabriel Garcia Marquez - Kırmızı Pazartesi



2 - John Boyne - Çizgili Pijamalı Çocuk (en kısa zamanda filmini de izleyeceğim)



3- Yusuf Atılgan - Aylak Adam



4- İhsan Oktay Anar - Galiz Kahraman (devam ediyor)



Şu an 4. kitap bitmek üzere. İlk 3 kitap gerçekten de bir solukta okuduğum ve çok beğendiğim kitaplardı. Özellikle 'Çizgili Pijamalı Çocuk' kitabı beni benden aldı. Çizgili Pijamalı Çocuk kitabının bir de filmi olduğunu biliyor muydunuz? Ben geçenlerde tesadüfen gördüm ve en kısa sürede izleyip film ve kitap hakkındaki yorumlarımı sizlerle paylaşacağım.

Bu aralar birde uzun süredir izlemeyi planladığım ama hep ertelediğim 'Prison Break' dizisini izledim bitirdim. Hem de bu sefer yabancı bir diziyi ilk defa eşimle birlikte izledik ve resmen ikimizde neden daha önce bu diziyi izlemediğimizi kendimize sorduk durduk.



Eşim alt yazı okumayı sevmediğinden, ben ise onun aksine orijinal sesler olduğundan alt yazıyı tercih ettiğimden ilk kez onu da kandırarak:) birlikte alt yazılı olarak izledik ve o da sanırım (çaktırmasa da)  alt yazılı film/dizi seyretmeyi sevdi. Amerikan yapımı dizi/film sevipte izlemeyenleriniz varsa kesinlikle ertelemeyin benim gibi. En kısa sürede izleyin derim:)

Sonrasında bu 2 hafta da 2 tane Güney Kore yapımı 'güzel' olarak nitelendirebileceğim film seyrettim. Eskisi kadar güney kore yapımlarını seyredemediğimden ne kadar özlediğimi fark ettim. Sanırım bundan sonra daha çok Güney Kore yapımı film/dizi seyredeceğim:) Bu filmler;

1- Alone - 2008 Yapımı bir korku/psikoloji filmi. Seyretmek istediğim Kore film/dizi listemden rastgele seçerek seyrettim bu filmi. Beğendim diyebilirim.


2- Going By The Book - 2007 yapımı eğlenceli bir film. Filmin Türkçe ismi 'Kitabına Göre'. Bence eğlenmek ve güzel bir film seyretmek istiyorsanız kaçırmayın bu güzel filmi derim. 


Şimdilik benden bu kadar...

Sevgi ve sağlıcakla kalın..






Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...